Çevre-Akama! Kârlardan önemlidir!


Doğal çevremizin etkin bir şekilde korunması hepimizin sorumluluğudur ve hayatımız buna bağlıdır.

Akama, koruyabileceğimiz ve korumamız gereken doğal bir hazinedir. Akama’da 42’si endemik olmak üzere 650 bitki türü bulunmaktadır. Ayrıca bölgede 5 farklı yarasa türü, 29 memeli, sürüngen, amfibi türü ve 2 kaplumbağa türü yaşamaktadır.

Akama bölgesinin faunası dünyaca ünlüdür. Akama’da aralarında Tavşancıl ve güzel Gökkuzgun da olmak üzere 200’den fazla kuş türü kaydedilmiştir. Akama aynı zamanda Akdeniz foku ve Nihtopapparos (bir tür yarasa) kolonileri, yeşil kaplumbağalar ve Caretta Caretta’lar için önemli yuvalama kumsallarına da ev sahipliği yapmaktadır. Aynı zamanda Akama’da tilkiler, yılanlar ve başka çeşitli sürüngenler de yaşamaktadır.

Akama aynı zamanda bakir doğası, çok çeşitli flora ve faunası, dik dağ yamaçları, güzel doğal plajları ile, özellikle doğa tutkunları için keşfedilmeyi bekleyen küçük bir cennettir. Akama’da başka hiçbir yerde bulunmayan Akama lalesi gibi nadir endemik bitkiler de yetişmektedir. Yörede hâkim olan ağaçlar Çam, Finike Ardıcı ve yabani Zeytindir. Bölgede ayrıca ilkbaharda çiçek açtıklarında adeta bir renk şenliği yaratan Lale, Siklamen, Papatya, Zambak vb. gibi diğer birçok kır çiçeğinin yanı sıra yoğun bir bitki örtüsü de vardır.

Akama’daki kültürel unsurlar da son derecede önemlidir. Bölge antik çağlardan beri yerleşim yeri olduğu için, bölgedeki kültürel ve doğal miras ayrılmaz bir şekilde iç içe geçmiş durumdadır ve bu da Akama’yı insan ve doğanın ahenkli bir şekilde bir arada var olduğu bir örnek yapmaktadır.

Kayalık sahilleri, boğazları, çam ormanlarını, geleneksel tarımı ve çok daha fazlasını bir araya getiren Akama, esasen tüm Kıbrıs’ın bir minyatürü gibidir ve bu da Akama’yı bir habitatlar mozaiği haline getirmektedir.

1989 yılında inşa edilen, 21 metre yüksekliğindeki demir bir yapı olan ve Kıbrıs’ın en yeni ve en yüksek deniz fenerinin hâkim olduğu adanın en batı burnudur.

Akama bölgesinin adı, bir rivayete göre Kıbrıs’a gelip bir koloni kuran ve Theseus ile Phaedra’nın oğlu olan Truva kahramanı Akamandas’tan gelmektedir. Başka bir rivayete göre ise, ismin kökeni Yunanca’da olumsuzluk öneki olan “a’’ ile başlayan ve ekilmemiş/işlenmemiş anlamına gelen “akamatos” kelimesinden gelmektedir. Üçüncü bir rivayete göre ise, Yunanca’da olumsuzluk öneki olan “a’’ ile yakmak anlamına gelen ‘’keo’’ fiilinden gelmektedir, çünkü bu rivayete göre Akama, Kıbrıs’ın Araplar tarafından yakılmamış tek bölgesiydi.

Akama’nın çevresinde, İnia, Druşa, Peya, Kathikas ve Arodes gibi küçük, benzersiz güzelliğe sahip geleneksel köyler de bulunmaktadır.

Anlaşılacağı üzere, genel olarak çevrenin ve özel olarak Akama’nın korunması konusu günümüzün ve yarının nesillerinin yaşayacağı geleceği belirleyecek bir çevre mücadelesi olduğu gibi insanlığın hayatta kalması için de verilen bir mücadele olduğundan son derece politiktir.

Gelişmiş ülkelerin büyük çoğunluğunun hükümetleri tarafından izlenen neoliberal politikalar, her türlü çevre koruma kavramını büyük özel şirketlerin kârı uğruna ortadan kaldırdılar. Kapitalist sistem çerçevesinde, çevrenin kullanılmasının hedefi toplumsal yarar dikkate alınarak doğal peyzajın korunup ve kollanmasını değil, kârların hızla artmasıdır.

Ülkemiz, uygulanan ilkesiz kalkınma ve yağmacı ekonomi nedeniyle son zamanlarda daha da kötüleşen çevre sorunlarında bir istisnayı teşkil etmemektedir. Ne yazık ki, kimileri daha fazla kâr ve kazanç uğruna adamızın solunum organlarını üstelik de Çevre Bakanlığı tarafından öne sürülen plan aracılığıyla feda etmektedir.

Özellikle Akama Yarımadası ile ilgili olarak yapılabilecek olanlar:

  • Sadece Akama’da değil, ülke geneline dağılmış ekolojik eğitim binaları, insanları ağırlayabilecek ve sınırlı sayıda yatağa sahip olacak, örneğin spor tesisleri olan oteller.

•   Tarımsal depoların yeniden inşa edilmesi hakkı ve sınırlı sayıda küçük müstakil evler yapılmasına yasada olanak tanınması.

  • Ek park yerleri ve kafeler inşa etme olanağının da olacağı çevre hakkında bilgilendirme veya eğitim merkezlerinin inşası.
  • Özel statüde olmayacak ikincil bir karayolu ağını öngörecek açık spor tesisleri.
  • Şarap imalathaneleri, peynir fabrikaları ve meyve paketleme fabrikalarının inşasına izin verilmesi.

Akama yarımadası için EDON olarak özellikle şunları öneriyoruz:

  • Belediye parkı imar sınırları içinde kalacak özel mülkiyete ait taşınmazların tamamen kamulaştırılması ve tazmin edilmesi.
  • Yerel çevre ile uyumsuz olacak altyapı inşaatlarının önlenmesi. Milli parkın işleyişine hizmet edecek taşınmazların civar köylerin yerleşim sınırları ile sınırlandırılması.
  • Milli park alanını hedef alan keyfi müdahalelere yönelik cezaların arttırılması ve bölgede var olan kaçak bina veya yapıların tamamen yıkılması.
  • Akama bölgesinde ve Peya’da yaşayanların sürdürülebilir kalkınmasına katkıda bulunacak projelerin iyileştirilmesi için birleşik bir stratejinin uygulanması.
  • Biyolojik çeşitliliğin etkin bir şekilde korunması için Kıbrıs Cumhuriyeti’nin AB’nin ilgili direktifleri ile tam uyumunun sağlanması.
  • Bölgedeki mevcut karayolu ağlarının bakımının yapılması, yolların asfaltlanmasının ve elektrik, su temini vb. kamu altyapı projelerinin yasaklanması.

Kapitalist kalkınmanın egemen modeli değişmeden çevre sorununun kesin çözümünün olamayacağı görüşündeyiz ve yıkıcı savaşların, doğal çevreyi tahrip eden askeri üs ve tesislerin kurulmasının önlenmesi amacıyla uluslararası barış ve silahsızlanma mücadelesinin yoğunlaştırılması gerektiğine inanıyoruz.